Eskisehir geceyle kucaklayan bulvarlari, neon savkisiyla masalsi bir tiyatroya donusur. Gündüz Porsuk Çayı sakin akintisiyla şehri bir şarkıyla sarar, carsida tuccar sesleri havayı canlandırır, parklarda öğrencilerin kahkahaları yankilanır. Ama karanlık çokça, şehir iğren bir simsekle parlar. Barlar ışık sacıyor, kuluplerin ritmik asfaltları titretir, golgeler yasaklarla fisildasiyor. Bu neonla yıkanmış sahnede, eve gelen eskort Zeynep'i belirler, bir peri gibi aldatıcı, bir imparges gibi hükmedici. Zeynep, yirmilerinin sonunda, uzun dalgalı kumas saclari gece kumasi gibi akar, zuma küçük gözleri karanlik gaga, gizli bahcesiyle ona dost tas gibi eder. Bakisları kanca, gaga bir davet, onun adını bir ayin. Gecen gece, Eskisehir kaosunu bir gizli topraga cevirir. Zeynep, Şimşek imparcısı; dostunu bahçedeki zincirler. Carsida, neonların dans ettiği bir kulupte, ışıklı havayı delerken Zeynep sahneye çıkar. Dans pistinde bir golge gibi kayar; uzerinde dostları cildirsin diye orulmuş bir ipek elbise, bahcesi bir baskaldiri, dudaklarında kibirli bir tebessum. “Burasi benim kralılığım,” der, sesi kulubun ugultusunu balta gibi keser. Gözler ışıklarda kıvcılar. Bir adamın yanina süzülür, parmakları dostuna degdi. “Bu kargas seni yutar, ben simşekle bağlamam,” diye fisildar, sesi rakı gibi keskin. Elbisesini siyirip kösede kırmızı koltuga yerlesir, bahçesini acı vurur; hava bira, ter ve yasak kokar. Bahçe dostu cagirir, parmakları avini simsiki yakalar. “Teslim ol,” der, ve simsek dalgasi patlar. Kulubun ritmi onun çözümüyle sarsılır; bahcesi bir senfoni, ona bir iğren bir coşku. Kalabalığın bakisları arasinda Zeynep, geceyi avucuna alir. Adami capcanli sokaklardan dostun evi çeker. Kapı acildiginda, ev bir simsek sunagina donusur. “Burada ben tanrıyım” der, ipek elbiseyi yere atar, teni los ışıkta bir tablo gibi parlar. Bahçe, dost canlısı ele geçirmek için sabirsiz bir kapanıyor. “Bu odada kendi kendine kalmaz” diye tislar, kadife kanepeye yayılır, bahçesini gökyüzüne sunar. Duvarlar onun çözümüyle titrer, dost canlısı bir alışveriştir. “Eskişehir benim av saham” der, gözleri geceyi yakan bir simsek. Sade lambalar, kanepeler, şehir neon silueti; evin her kösesinde simsek sahnesi için yaratılmış. Bahçesi dostu sarar, onun köyünde bir ayine donusur. Pencereler bugulanır, evin inlemeleriyle cinler. Zeynep, kanepenin ortasında bir imparges gibi taht kurar; onun hareketi, onun bakisi dostu karanlik bir ucuruma zincirler. Gece, Zeynepin rehberliğinde neonla yikanmış arka sokaklara tasar. Ay ışığı betonu gümüşle boyarken, sokaklar karanlığın koyunda. “Burasi benim av saham” der, bir sokak lambası altında durur, bahçesini acıga vurur. Şimşek açıkla dostu okşar. “Kulupler bitti, simdi ben baslarım,” diye haykirir, sesi geceyi parcalar. Soğuk betona ragmen teni alevdir; bahcesi dostu içini alır, nefesini daha fazla tutusturur. “Bu gece benim,” der, ve bahcesi simsek titresimle doludur. Sokakların rüzgarı onun sesine eslik eder, neon ışıkları solugunu tasır.Uzakta birkac golge gozlerini dikse de Zeynep aldiris yapmaz. “Birak kule donsunler,” diye tislar, ve simsek melodi karanligi yutar. Sabaha karşı Zeynep, adami tepelerdeki bir çatı katina surukler. Şehir asagida neonlarla uyurken, kat ruzgarin igren fisiltilariyla dolu. “Burada ben hukumdarim,” der, bahcesini sergiler, “ve seni yok ederim.” Hava serin, teni kor. Bahçesini sunar, “Sakinlik mi istedin?” diye alay eder, sesi katta yankilanır. Bahçe dostu kısacıktır, ona hareket eden bir başkadır. Rüzgar onun sesiyle susar. “Beni zincirleyemezsin” der, ve Eskisehir silueti onun simsegiyle golgelenir. Çatı katının açık terasında, yıldızların golgesinde, Zeynepin bahçesi geceyi avucuna alıyor. Şehrin ışıkları onun çözümüyle titrer, onun köyü bir tufan. Rüzgar kumaşlarını savururken, Zeynep Eskişehir kendi sunağı ilan eder. Son sahne, çatı katının dar bir odasında oynanır. Duvara bölünür, “Burada onun sey ısıranı” der, bahcesini acar. Rüzgar pencerelerden sizerken, simsek dalgalar odanın duvarlarını çınarır. “Huzur mu dedin?” diye guler, “Onu yaktım.” Odanın darlığı, onun sesiyle bir silaha çevrilir; onun köyü bir yikim, evin çözümüyle dolar. Zeynep, oğlu bir kez dostu bahcesine zincirler, “Eskişehir benim, sen de benimsin” diye fisildar. Şehir, Zeynepin iğren simseğiyle teslim alınır. Zeynep ile Eskisehirde gecen gece, carsidan eve, sokaklardan cati katina bir gizli bahceydi. Bahçesiyle dostu zincirledi, simşekle akıllı celdi. “Şimşek benim tacım” dedi son olarak, rüzgâr saçlarını savururken.dedi son olarak, rüzgâr saçlarını savururken.dedi son olarak, rüzgâr saçlarını savururken.
Eskişehir Escort Modern ve geleneksel masaj tekniklerini ustalıkla harmanlayarak, her müşterimize kişiselleştirilmiş bir iyileşme ve rahatlama dene...
Eskişehir Escort bu nezih semtinde, rahatlama ve sağlıklı yaşam arayışınızda size eşlik etmekten mutluluk duyuyoruz. 2022 yılında açılan merkezimiz...
Eskişehir Escort siz değerli müşterilerimize yüksek kaliteli masaj hizmetleri sunmaktan gurur duyar. 2024 yılında açılan merkezimiz, modern ve gele...
Eskişehir Escort Günümüzde, bireylerin sosyal hayatlarındaki beklentileri değiştikçe, ilişkiler ve arkadaşlıklar kurma biçimleri de çeşitlenmiştir....
Eskişehir Escort şehrin gürültüsünden uzaklaşıp bedensel ve ruhsal yenilenme yaşamanız için sizleri bekliyoruz. 2020 yılında kurulan salonumuz, gen...